Bazı tarihi belgeler vardır ki, sadece o dönemin bilgisini değil yarının da bilgisini verir. Bolhovitinov’un “Ermeni Raporu”, bir halkın kaderini emperyalizmin çıkarlarına bağladığında, ne korkunç trajediler yaşayacağını göstermesi bakımından son derece öğreticidir. Bu kitabı okurken, Ermenilerin, “bağımsız devlet olma” hayaliyle Türklerin ve Kürtlerin kanlarını dökerek Batılı emperyalist ülkelere sadakatlerini gösterirken kendi halkına da aynı terörü uyguladığını görecek, bugün de gerek bölgemizde gerekse Balkanlar’da yaşananları daha iyi kavrayacaksınız.
“… Bugüne kadar Rus arşivinin tozlu raflarında kalan, ancak tarihi öneme sahip olan raporun, o dönemde Osmanlı ile düşman olan bir ülkenin askeri yetkilisi tarafından hazırlanmış olması önem taşıyor. Raporu yazan Rus Tuğgeneral Bolhovitinov, Osmanlı İmparatorluğu’nun Almanya ve Avusturya-Macaristan ile birlikte, İngiltere, Fransa ve Rusya’ya karşı savaştığı 1914-1918 yılları arasında Kafkas cephesinde bulunuyordu. Dolayısıyla gördüklerini diplomatik bir çarpıtma yapmadan, asker gerçekçiliğiyle aynen üstlerine aktarmış olduğu sanılıyor.”
Hürriyet, 16 Haziran 2008
…Rus general, kendi ordusundaki Ermenileri şöyle anlatır:
“Hemen hemen her Rus subayı, Ermeni birliklerinde sadece gönüllülerin değil, komutanların arasında disiplinsizliğe, itaatsizliğe, iç çatışmalara, entrikalara, böbürlenmelere, korkaklıklara, farklı hırsızlık ve gasp olaylarına, hatta bizim tarafımızdan işgal edilen Türk topraklarında Müslüman sivil halka karşı tecavüzlere tanık olmuştur.”
Ermeni Belgeleriyle Ermeni Soykırımı Yalanı başlıklı dizimizin elinizdeki kitabında, bir Çarlık polis raporuna yer veriyoruz. İsmi belgede yer almayan, Polis Şubesinden bir yarbayın derlemiş olduğu bu rapor, 1908 yılında kaleme alınmıştır. Rapora, Taşnakların Parti programı, tüzüğü, teşkilat şeması gibi kendi belgeleride eklenmiştir.
Rapor, eski adı SSCB Ekim Devrimi Merkez parti Arşivi (TsGAOR SSSR) olan Rusya Federasyonu Devlet Arşivi’nde (GARF) kayıt altındadır.
Çarlık polisinin bu raporlarında, Ermeni milliyetçiliğinin saldırgan, diğer milletlere nefret duyan yanı ve en önemli temsilcisi Taşnaksutyun’un tamamen bir terör örgütü olduğu kayda geçirilmiştir.
Taşnak terörü, Müslümanlara ve Ruslara yönelik olduğu kadar, Ermenileri de hedef almıştır.
Parti bünyesinde Terör Komiteleri oluşturulmuştur, bunun eğitimleri de verilmiştir.
Yayımladığımız bu rapor Batı güdümlü Ermeni iddialarına karşı Türkiye’nin haklı savaşını bir kez daha kanıtlamaktadır.
Ermeni Belgeleriyle Ermeni Soykırımı Yalanı dizimize, Şarkiyat Bilim Derneği Yayınları tarafından 1934 yılında Tiflis’te basılan S.G. Pirumyan’ın (Pirumov) ” Dasporadaki Taşnaklar” adlı eseri ile devam ediyoruz.
Batı’daki Ermeni diasporasının emperyalist güdümlü politikalarından yola çıkan yazar, Birinci Dünya Savaşı’nın öncesinden lozan Antlaşması’nın sonrasındaki gelişmelere kadar geniş bir dönemi inceliyor.
Pirumyan, elinizdeki kitabında özellikle şu noktaları vurguluyor:
• Ermeni şovenist milliyetçiliğinin temsilcisi Taşnaklar, saldırgan bir karakter taşımaktadır.
• Çarlık Rusyası Ermenileri Türklerin üzerine sürüp kırdırtmayı ve işgalin ardından bölgeye Don Kazaklarını yerleştirmeyi planlamıştır.
• Ermeni gönüllü birliklerin kurulması çok büyük bir hatadır. Yaşanan trajedinin sorumluları emperyalist devletler ve Taşnaklardır.
• “Denizden Denize Ermenistan” projesi, Batı’nın “Doğu planları” çerçevesinde geliştirilmiştir.
• Taşnaklar, Ermenistan toprakalrınd içindeki Müslüman haklara karşı etnik temizlik yapmış ve bunu bir devlet politikası haline getirmiştir.
• Lozan Antlaşması’ndan sonra Batı’nın “ari ulusları koruma” politikası çerçevesinde Ermeni ve Kürt bölücülüğü birleştirimektedir.
Sovyet Ermenistanı’nın önemli siyaset adamı ve düşünürlerinden biri olan Pirumyan’ın bu eseri, Ermeni soykırımı yalanının bugün Batı’da nasıl ve neden gündeme getirildiğini anlamak bakımından büyük önem taşımaktadır.
Elinizdeki Kızıl kitap, Batı’nın mavi yalanlarına Doğu halklarının cevabıdır.
Kızıl kitap, eski adı Sovyetler Birliği Komünist Partisi Merkez Komitesi bünyesindeki Marksizm-Leninizm Enstitüsü Merkez Parti Arşivi olan Rusya Toplumsal-Siyasal Tarih Devlet Arşivi’nde yer alıyor.
İstanbul Üniversitesi İnkılap Tarihi Enstitüsü Araştırma Görevlisi Mehmet Perinçek’in bulduğu “Kızıl Kitap” başlıklı dosya, bugüne kadar hiç yayınlamamış.
Dosya, Doğu Halkları Propaganda ve Harekat Konseyi’nin bağlı bulunduğu 3. Komünist Enternasyonel’e ve Rusya Komünist Partisi’ne sunulmuş olan resmi bir belgedir.
Kızıl Kitap, savaş sırasındaki raporlarından oluşuyor.
Taşnak çetelerinin Müslüman halka karşı giriştiği katliamlar ve yağmalar yalın bir dille anlatılıyor.
Artık yalnız Mavi Kitap yok, Kızıl Kitap da var…
“Ermeni Belgeleriyle Ermeni Soykırımı Yalanı” dizisine, Ermenistan hükümetinin ilk başbakanı ve Taşnaksutyun Partisi liderinin imzasını taşıyan bir resmî belgeyle başlıyoruz.
1923 yılı Nisan ayında Taşnaksutyun Partisi’nin Bükreş’te yapılan Yurtdışı Konferansı’na sunulmuş olan bu tarihî rapor, Ermenistan’da yasaklanmıştır. Kitabın çeşitli dillerden yayımlanan basımları, Avrupa kütüphanelerinden toplatılmıştır.
Raporu, okuyucumuza İstanbul Üniversitesi Araştırma Görevlisi Mehmet Perinçek’in önsözüyle sunuyoruz. Kendisinin Moskova’daki Lenin Kütüphanesi’nde bulduğu Rusça basımı, Türkolog Arif Acaloğlu her zamanki titiz çevirisiyle Türkçemize kazandırdı.
Soykırıma uğradıkları iddia edilen Ermenilerin başbakanı, olayı bir savaş olarak değerlendirmekte ve daha önemlisi, emperyalistlere alet olduklarını açık yüreklilikle ortaya koymaktadır.
Kaçaznuni’nin raporu, emperyalizmin büyük yalanına son vermektedir.
“Ermeni belgeleriyle Ermeni Soykırımı Yalanı” dizisi Ermeni tarihçisi A.A. Lalayan’ın çalışmalarıyla devam ediyor.
Gerçeklere bağlı, dürüst ve nesnel bir Ermeni tarihçisi olan Lalayan’ın bu eseriyle, Ermenistan Devlet Arvişi açılıyor. Çünkü Lalayan, 1914-1923 yılları arasındaki Türk-Ermeni ilişkilerini, çoğu Ermenistan arşivlerinde bulunan belgelere dayanarak açıklıyor.
Lalayan, Taşnaksutyun gerçeğini ve kendi ifadesiyle “Sözde Ermeni Meselesi”nin içyüzünü gözler önüne seriyor ve özellikle şu önemli konuları inceliyor:
• Taşnaksutyun Partisi’nin büyük devletlerle ilişkileri.
• Denizden Denize Ermenistan Projesi’nin arkasındaki güçler.
• Taşnakların etnik temizlik politikası.
• Taşnak gönüllü hareketinin silahlı eylemleri ve Ermeni halkına uygulamaları.
Bize tarih tutanağını bırakan Ermeni tarihçi Lalayan’a teşekkür borçluyuz…
Soyvet sanatçısı Lansere, büyükelçi Aralov’un davetiyle 1922 yılında Ankara’ya gelir. tanımadığı şehrin günlük hayatı, gürültülü pazarları, eski mimari eserleri, küçük sokakları ve tipleri; her şey ressamın ilgisini çeker. Lansere, Ankara’da inanılmaz derecede çok çizim yapar.
“Uçak Gemisi, Mütareke döneminin ve İstiklâl Savaşı’nın resimli öykü ve senaryo biçiminde nakledilişidir. Her yaştan insana hitap ediyor ve okunması yararlı olacaktır. İstiklâl Savaşı, bizim için çok önemli. Çünkü Birinci Cihan Harbi’nden sonra gelen umumî çöküntü ve galip devletleri bile saran moral bozukluğu havasında ne olursa olsun bir memleketin, bir milletin devletlerinin bekasını sağlamak için giriştikleri savaştır. Dolayısıyla da bizim için Birinci Cihan Savaşı, 1923 Temmuzu’nda Lozan Barışı’yla bitmiştir.
İstiklâl Savaşı sırasında Türkiye Meclis hükümetinin tek bir müttefiki vardı: Sovyet Rusya. İhtiyacımız olan cephane, silah ve mühimmat buradan geldi. Tabii her şeyin oradan temini mümkün değildi. Bu nedenle gayet zor mekanizmalar, destekler ve vergilerle dışarıdan da uçak almak zorunda kalmıştık. Bu dönemde denizcilik de çok önem kazandı birdenbire. Çünkü devraldığımız donanma yaralı bir haldeydi. Zaten donanma, Birinci Cihan Harbi’ne de çok zor şartlarda girmişti. Uçak Gemisi’nde bu bahriyenin, Türk deniz kuvvetlerinin İstiklâl Savaşı sırasındaki macerasını görüyoruz.
Bu ilginç bir donanmadır. Takadan kruvazöre kadar hepsi aynı zorluklarla boğuşmuş ve hepsi aynı derecede rol oynamıştır. Ayrıca hepsinin arkasında büyük bir fedakârlık ve savaşçılık yatmaktadır. Bunun öyküsünü Uçak Gemisi’nde okumak sürükleyici olacaktır. Benim de beğendiğim epizodlarla tarihin az bilinen yanları öğrenilebilecektir.”
PROF. DR. İlber Ortaylı
“Ermeni milliyetçi hareketinin serüveni, özellikle de Taşnaksutyun Partisi’nin tarihi yazılmadan geçmişten bugüne Ermeni meselesini anlamak mümkün değil.”
Dr. Mehmet Perinçek şimdiye kadar gün yüzüne çıkartılmamış kaynaklara ve onlardan çıkan sonuçlara dayanarak Ermeni milliyetçiliğinin tarihsel serüvenini kaleme aldı. Dünyada ilk kez yayımlanan Rus devlet arşiv belgelerinin yer aldığı bu özgün çalışma,bilinmeyen birçok görsel malzeme ve belgeyle birlikte okura sunulmaktadır. Ermeni milliyetçiliğinin, geçmişten bugüne derslerle dolu serüvenin yazılması, 100. yılında “Ermeni soykırımı” iddialarına bir yanıt niteliği de taşıyor.
Kitaptan bazı konu başlıkları:
• Grigoriy Artsruni ve Ermeni Milliyetçiliğinin Irkçı-İşbirlikçi Kökleri
• Rus Arşiv Belgeleri ile Taşnaksutyun Partisi’nin Kuruluşu ve Türkiye’deki Faaliyetleri (1890-1915)
• Çarlık Askeri İstihbarat Raporlarında Dünya Savaşı’nın Arifesinde Ermeniler
• Rus İçişleri Bakanının Gizli Mektubu: 1915’e Giden “Kanlı Yol”
• Tiflis Jandarma Müdürünün Raporu: Taşnakların Yolsuzlukları, Yalanları…
• Dünya Savaşı’nda Çarlık Askeri Mahkemelerinin Tutanaklarında Ermeni Çetelerinin Katliam ve Yağma Politikası
• Osmanlı’ya Çalışan Ermeni Bir Ajan: Arşavir Saakyan
• Kürt Sorunu ve Taşnaklar
• İkinci Dünya Savaşı’nda Nazi-Taşnak İşbirliği
Ermeni meselesi hakkındaki tartışmalar yıllardır sürüyor. Mehmet Perinçek, Rus arşivlerinde yürüttüğü titiz çalışmalar sonucunda bulduğu belgelerle, bu tartışmalara çok önemli katkılarda bulunuyor. Rus Devlet Arşivlerinden 150 Belgede Ermeni Meselesi bu konuda en zengin kaynak durumundaki Rus arşivlerinden 150 belgeyi orijinalleriyle birlikte okuyuculara sunuyor.
Ermeniler Osmanlı İmparatorluğu’nda hangi şartlarda yaşıyorlardı? Çarlık Rusyası’nın, İngiltere’nin ve Fransa’nın Ermeni meselesindeki rolleri neydi? Rus askeri mahkemeleri Birinci Dünya Savaşı’nda Ermenileri neden yargıladı?
Çarlık generalleri Ermeni çeteleri hakkında neler diyordu?
Ermenistan’ın ilk başbakanı, Taşnak Partisi için hazırladığı raporda ne yazdı? Bolşeviklerin Ermeni meselesindeki tavrı neydi?
Mehmet Perinçek’in Çarlık generallerinin çok gizli raporlarını, Ermeni yetkililerin yazışmalarını, Sovyet Polisbürosu’nun tutanaklarını tarayarak bulduğu belgeler sadece ülkemizde değil, başta Rusya ve İran olmak üzere bütün dünyada tartışma yaratıyor.