Ermeni soykırımı Emperyalist bir yalandır!
ERMENİ SOYKIRIM YALANINA KARŞI BİLGİ NOTU
AİHM KARARLARININ ULUSLARARASI HUKUKTAKİ YERİ
Bilindiği gibi, AİHM kararları Avrupa devletleri için bağlayıcıdır.
Öte yandan AİHM, uluslararası yargının önemli bir kurumudur ve kararları Uluslararası Hukuk açısından özel bir değere sahiptir.
AİHM’nin “Perinçek-İsviçre” ve “Ali Mercan-İsviçre” davalarında aldığı üç ayrı karar şunlardır:
– AİHM 2. Dairesinin “Perinçek-İsviçre Davası” diye anılan yargılamadaki 17 Aralık 2013 günlü kararı.
– AİHM Büyük Dairesinin “Perinçek-İsviçre Davası”nda kesin hükme bağladığı 15 Ekim 2015 günlü kararı.
– Ve üçüncü olarak, AİHM’nin Ali Mercan, Ethem Kayalı, Hasan Kemahlı ile İsviçre Devleti arasındaki davada aldığı 28 Kasım 2017 tarihli kararı.
Bu kararlara göre, herhangi bir devletin herhangi bir makamı, hiçbir şekilde sözde “Ermeni Soykırımı”nı tanıyamaz. Tanırsa, bu yöndeki kararların hiçbir hukukî değeri yoktur.
AİHM kararlarına göre, meclisler, hükümetler, cumhurbaşkanları, devlet kurumları ve sivil toplum kuruluşları, soykırım konusunda hüküm vermeye yetkili değildirler. Birleşmiş Milletler’in 1948 yılındaki Soykırım Sözleşmesi, yetkili mahkemeleri belirlemiştir: İddia edilen soykırım suçunun işlendiği ülkenin yetkili yerel mahkemesi ve Uluslararası Ceza Hukuku Mahkemesi (La Hey Adalet Divanı).
AİHM KARARLARIYLA KAZANDIĞIMIZ MEVZİ:
1915 OLAYLARI SOYKIRIM SINIFLAMASINA GİRMEZ
AİHM’nin yukarda anılan kararları, Ermeni soykırımının yalan olduğunu açıklama özgürlüğünü güvence altına almanın ötesinde, 1915 olaylarının “Yahudi soykırımıyla aynı sınıflama içinde görülemeyeceğini” gerekçelerinde vurgulamıştır.
Dışişleri Bakanlığımız, çeşitli belgelerinde, AİHM kararlarına gönderme yaparak, konunun “tartışmaya açık” olduğunu belirtmekle birlikte, uluslararası hukuk açısından asıl kazancımıza değinmemektedir. Oysa AİHM, Holacaust ile 1915 olaylarını birbirinden ayırmaktadır. Çünkü 1915 olaylarında soykırım suçunun işlendiğini hükme bağlayan yargı kararı bulunmuyor. Böylece AİHM, Ermeni soykırımı iddiasının hukuken geçersiz olduğunu da saptamış bulunuyor. Yargı kurumlarının ve hukuk doktrininin yorumları da bu yöndedir.
AİHM KARARLARININ ULUSLARARASI ETKİSİ
– İsviçre Federal Mahkemesi Kararı
AİHM’nin kararlarından sonra 25 Ağustos 2016 tarihinde İsviçre Federal Mahkemesi de, Doğu Perinçek hakkında Lozan Sulh Ceza Mahkemesinin verdiği mahkumiyet kararını kaldırmıştır. O kararın gerekçesinde soykırıma ancak yetkili Türk Mahkemesinin ve yetkili Uluslararası Ceza Mahkemesinin hükmedebileceği belirtiliyor.
– Fransa Anayasa Konseyi Kararı
Fransa Anayasa Konseyi, Fransız Parlamentosu tarafından 2012 Ocak ayında kabul edilen, “Ermeni soykırımını inkar edenlerin cezalandırılmasına dair kanunu” anayasaya ve düşünceyi ifade özgürlüğüne aykırı olduğu gerekçesiyle iptal etmişti.
– Fransa Milli Meclisi’nin 3 Aralık 2015 Kararı
Fransa Meclisi, Cumhurbaşkanı Hollande’ın talimatıyla hazırlanan yasa tasarısını, 3 Aralık 2015 günlü oturumda hukukî temeli olmadığı gerekçesiyle alt komisyona geri gönderdi. Görüşmelerde söz alan Devlet Bakanı Jean-Marie Le Guen, AİHM’nin Perinçek-İsviçre Davasında aldığı kararları hatırlattı.
– Danimarka Meclisi’nin Kararı
Danimarka Meclisi, 26 Ocak 2016 günü 1915 olaylarında Ermeni soykırımı yapıldığına ilişkin önergeyi reddetti. Danimarka Meclisi ve Hükümeti, görüşmelerde AİHM’nin Perinçek-İsviçre Davası kararına göndermede bulunarak Hükümetin ve Parlamentonun bu konuda yetkili olmadığını saptadı.
ULUSLARARASI HUKUK DOKTRİNİ AİHM KARARLARINI BENİMSİYOR
AİHM’nin “Perinçek-İsviçre Davası” kararları, Avrupa üniversitelerinde, Uluslararası İlişkiler, İnsan Hakları ve Avrupa Hukuku konulu derslerde örnek kararlar olarak ele alıyor. Bu konuda hukuk fakülteleri dergilerinde çok sayıda inceleme yayımlandı. Örneklerini dipnotu olarak sunuyoruz. (1) Avrupa Konseyi Daimi Temsilciliği görevini başarıyla yürütmüş hukukçumuz Dr. Deniz Akçay, konumuzla ilgili uluslararası yargı ve hukuk öğretisi alanındaki zengin bilgi ve birikimiyle Sayın Cumhurbaşkanımıza danışmanlık yapabilir.
Avrupa’da eskiden emperyalistlerin Ermeni soykırımı yalanları öğretiliyordu, şimdi siyasal kurumların Ermeni soykırımına hükmetme yetkisinin bulunmadığı öğretiliyor.
Bu açıdan hukuk öğretisi ABD’nin de yetkisiz olduğunu saptamış bulunuyor:
– Soykırım inkârcılığı alanındaki çalışmalarıyla tanınan Paris-Ouest Üniversitesi’nden hukukçu Nicolas Hervieu, AİHM Perinçek Kararını dikkate almayan yeni bir yasa tasarısının tıpkı 2012 yılında olduğu gibi Fransa Anayasa Konseyi tarafından iptal edileceğine dikkat çekiyor. Yazar, Perinçek Kararının Fransız Anayasa Konseyi’nin konumunu güçlendirdiğini belirtiyor. (2)
– Reims Champagne-Ardenne Üniversitesi Kamu Hukuku profesörü Hochmann’a göre, “karar şüphesiz ünlü bir karar olarak kalacaktır.” (3)
– Yine Fransız Hukukçusu Daniel Kuri de, “Perinçek-İsviçre Kararı Üzerine Yorum” başlıklı incelemesinde, 1915 olaylarının “soykırım” niteliğini taşıdığı konusunda oydaşma oluştuğu yolundaki usavurmaların Büyük Daire Kararıyla çürütüldüğüne değiniyor. (4)
Fransa Tarih İçin Özgürlük Derneği: ‘AİHM Perinçek Kararı Özgürlüğün Zaferi’
– Liberté pour l’Histoire (Tarih için Özgürlük) Derneği’nin Başkanı Nora, dernek adına yayımladığı 5 Kasım 2015 tarihli bildiride, Perinçek kararından memnuniyet duyulduğunu açıklamıştır. (5) Başkan Nora, tarihin geçmişe dönük olarak “ahlâkileştirilmesi” tehlikesinden endişe duyan ve özgürlüğe önem veren bir devlette hiçbir makamın tarihsel gerçeği tanımlama yetkisinin bulunmadığını vurgulamıştır. Nora, siyasal kurumlara “bellek yasaları çıkartmayın” çağrısında bulunmuş ve geçmiş hakkında devlet gerçekleri oluşturulmasına karşı çıkmıştır. Fransa Tarih için Özgürlük Derneği’nin bildirisinde şu görüşlere yer veriliyor:
“Örgütümüz (Tarih için Özgürlük), AİHM Büyük Dairesinin ‘Perinçek-İsviçre’ davası olarak bilinen davada, ifade özgürlüğünü ihlal ettiği için İsviçre hükümetini mahkûm eden 5 Ekim 2015 günlü kararını büyük bir memnuniyetle karşılamıştır. Bu Türk yurttaşı (Perinçek), İsviçre’de verdiği bir konferansta 1915’de yaşanan olayların soykırım olarak görülemeyeceğini, hukuken böyle tanımlanamayacağını belirtmiştir. (…)
“Demokratik ve özgür bir devlette, Parlamentolar ve Mahkemeler tarihsel gerçekleri tanımlama yoluyla araştırma ve ifade özgürlüğünü ceza tehditleriyle sınırlandıramazlar.
“Fransa Anayasa Konseyi’nin 2012’de ulaştığı sonuçları destekleyen AİHM kararı, yasama güçlerinin geçmişe müdahale girişimine bir son verecek gibi görünüyor. Bu sonuç, bizim örgütümüzün geniş ölçüde katkıda bulunmakla gurur duyduğu mücadelede özgürlüğün zaferidir.” (6)
Akademik Çevreler: ‘1915 Olayları Yahudi Soykırımı Sınıflamasına Girmez’
– Almanya’da 2016 yılında Perinçek-İsviçre davasını öğrenim konuları arasına alan üniversiteler şunlar: Dresden Üniversitesi, Frankfurt Viadrina Avrupa Üniversitesi, Bonn Üniversitesi ve Augsburg üniversitesi.
– Kopenhag Üniversitesi’nde Avrupa Medya Hukuku dersleri veren ve Gent Üniversitesi’nde Hukuk Profesörü Voorhoof’a göre, AİHM, sözde “Ermeni Soykırımı”nın inkârı ile Yahudi Soykırımının inkârı arasına kalın bir çizgi çekmiştir. 1915 olaylarının Yahudi soykırımı ile aynı sınıflama içinde olmadığı vurgulanmıştır.
– Milano-Bicocca Üniversitesi Anayasa Hukuku Doçenti Vigevani de, AİHM kararı uyarınca, “Yahudi Soykırımı’nın tek soykırım suçu” oldarak kabul edildiğine dikkat çekmektedir.” (7)
– Hans Vest ve Manon Simon, İsviçre’nin en önemli yargı uygulamalarını inceleyen dergide yayımladıkları yazıda, AİHM Perinçek-İsviçre Davası kararlarının İsviçre yargısında ve yasama alanında yeni bir dönem açtığını ve belirleyici olduğunu saptıyorlar. (8)
– Prof. Regina Kiener, Zürich Üniversitesi’nde verdiği Kamu Hukuku dersi kitabının 14-19. sayfaları arasındaki bölümü Perinçek-İsviçre Davasına ayırmış bulunuyor. Prof. Kiener, AİHM Kararından sonra İsviçre Ceza Yasasındaki ilgili hükmün geleceğini tartışmaya açıyor. (9)
AİHM KARARLARININ KAZANIMLARI
Avrupa yargısında ve uluslararası hukuk öğretisinde oluşan görüş birliğini şöyle özetleyebiliriz:
1. Soykırım, bir hukuk kavramıdır, bir suç tanımıdır. AİHM, soykırım tanımına girmekle, aslında 1915 olaylarının hukukî nitelemesini ele almıştır. Başka deyişle, Ermeni soykırımı var mı yok mu konusuna girmiştir. Soykırım kavramı, hukuki bir kavramdır, günlük dilimizdeki kırım, katliam, karşılıklı kırım gibi kavramlardan farklıdır.
2. Soykırım suçunun varlığına, yetkili mahkeme karar verir. Soykırıma hükmetmeye, bırakalım parlamentoları, cumhurbaşkanlarını ve hükümetleri, herhangi bir mahkeme bile yetkili değildir. BM 1948 Soykırım Sözleşmesi’ne göre, ancak suçun işlendiği ülkenin mahkemesi veya yetkili Uluslararası Ceza Mahkemesi, soykırım suçunun işlendiğine karar verebilir. Hele kuvvetler ayrılığının çok katı olduğu ABD’de, yasama ve yürütme organları, mahkemenin yetkisini gasp edemez.
3. Soykırım suçunu, hükümetler veya kurumlar veya milletler, başka deyişle tüzel kişiler ve topluluklar işlemez. Soykırım suçunu, tıpkı adam öldürme, yankesicilik veya hırsızlık suçlarında olduğu gibi bireyler işler. Suça katılmak da bireysel bir eylemdir. Bu nedenle Osmanlı Devleti veya Türkiye Devleti veya hükümetleri veya Orduları gibi tüzel kişilerin ve kurumların “soykırım suçu işlediği” gibi iddialar, Ceza Hukukunun temel ilkeleriyle bağdaşmaz.
4. 1915 olaylarında soykırım işlendiğine dair yetkili mahkeme kararı bulunmuyor. Ceza Hukuku, bireylerin suç oluşturan eylemleriyle ilgilenir. 1915 yılında işlenen eylemlerin soykırım suçunu oluşturduğuna ilişkin bugüne kadar alınmış bir yetkili mahkeme kararı yoktur. O nedenle “Ermeni soykırımı” iddiaları, bütünüyle hukuk dışıdır.
5. Herhangi bir parlamento, cumhurbaşkanı, hükümet, belediye, üniversite, akademik kurum, dernek, toplantı vb, 1915 olaylarında “soykırım yapıldı” yargısında bulunmaya yetkili değildir. Bu tür kararlar, uluslararası hukuka aykırıdır. Hepsi siyasal amaçlı kararlardır.
6. 1915 olayları, “Holocaust” diye anılan Yahudi soykırımından farklıdır, aynı sınıflamaya konamaz. Bilindiği gibi Yahudi Soykırımı, yetkili mahkeme kararıyla hükme bağlanmıştı. Oysa 1915 olayları hakkında bir yargı kararı bulunmuyor.
7. 1948 yılı öncesindeki eylemlerle ilgili olarak soykırım suçu işlendiği hükmü verilemez. Çünkü soykırım suçu, 1948 yılında Birleşmiş Milletler Sözleşmesi’yle kabul edildi. 1948 yılı öncesinde “soykırım” diye bir suç tanımı yoktu. Kanunsuz suç olmaz ilkesi, çağdaş Ceza Hukukunun temelidir. Hiç kimse 1948 öncesi eylemleri nedeniyle soykırım suçundan mahkûm edilemez.
8. Bir tarih konusu olarak 1915 olaylarını tartışma özgürlüğü, güvence altındadır. Ne var ki mahkemelerin yetkisini gasp etme özgürlüğü yoktur. Tarihçilerin ve herkesin 1915 olayları konusunda istediği görüşü açıklama özgürlüğü vardır. Ancak 1915 olaylarının soykırım olup olmadığı konusunda, kendisini yetkili mahkeme konumuna oturtup hüküm verme yetkisi yoktur. O nedenle 1915 olaylarına ilişkin tartışma ve düşünceyi açıklama özgürlüğü, ne oldu, nasıl ve niçin oldu konusundadır. Hiç kimse mahkemenin yerine geçip “1915’te falanca kimse soykırım suçunu işledi” diye hüküm kurma özgürlüğüne sahip değildir.
Vatan Partisi Genel Başkanı Dr. Doğu Perinçek
[1] Avrupa Konseyi Daimi Temsilcimiz hukukçu Dr. Deniz Akçay kaleme aldığı “AİHM’in Perinçek Kararı: ‘Soykırım İnkârı’/İfade Özgürlüğü İkileminin Aşılabilirliği” başlıklı makalesinde, Perinçek-İsviçre Davasının hukuk dünyası gündemine yoğun olarak girdiğini belirtiyor ve örnekler veriyor. Bkz. Ermeni Araştırmaları Dergisi, 2016, sayı 52. [2] Nicolas Hervieu, “Négation du génocide arménien: quelles conséquences après la décision de la Cour européenne des droits de l’homme ?” (Louis Boy’un yaptığı röportaj), franceinfo, 17 Ekim 2015, erişim tarihi 01.10.2016, hthttps://www.francetvinfo.fr/monde/armenie/genocide-armenien/negation-du-genocide-armenien-quelles-consequences-apres-la-decision-de-la-cour-europeenne-des-droits-de-l-homme_1131345.htmltp://www.francetvinfo.fr/…/negation-du-genocide-armenien-… Ayrca bkz. Sévane Garibian, “Liberté d’expression à Strasbourg: deux poids, deux mesures? La Cour européenne des droits de l’homme et le génocide arménien”, eu-logos.org, 1 Aralık 2015, erişim tarihi 01.10.2016, [3] Thomas Hochmann, “Négationnisme du génocide arménien: défauts et qualités de l’arrêt Perinçek contre Suisse”, Revue des Droits et Libertés Fondamentaux, sayı 27, 2015, erişim tarihi 01.10.2016, hhttp://www.revuedlf.com/cedh/negationnisme-du-genocide-armenien-defauts-et-qualites-de-larret-perincek-contre-suisse/ttp://www.revuedlf.com/…/negationnisme-du-genocide-armenie… [4] Daniel Kuri, “La question du génocide des Arméniens à l’épreuve de la Grande Chambre de la Cour européenne des droits de l’Homme” IiRCO, Université de Limoges, 15 Ekim 2015, erişim tarihi 01.10.2016, hthttp://www.unilim.fr/iirco/2015/12/02/la-question-du-genocide-des-armeniens-a-lepreuve-de-la-grande-chambre-de-la-cour-europeenne-des-droits-de-lhomme-commentaire-sur-larret-perincek-c-suisse-du-15-octobre-201/tp://www.unilim.fr/…/la-question-du-genocide-des-armenie…/ ; Christos L. Giannopoulos, “La Grande Chambre en quête d’un nouveau modus operandi?”, La Revue des droits de l’homme, Actualités Droits-Libertés, 25 Kasım 2015, erişim tarihi 01.10.2016, http://revdh.revues.org/1727 [5] Affaire Perinçek-Communiqué de Pierre Nora, président de Liberté pour l’Histoire”, 5 Kasım 2015 tarihli açıklama, Liberté pour l’Histoire, 19 Kasım 2015, erişim tarihi 01.10.2016, https://www.lph-asso.fr/indexae8d.html?option=com_content&view=article&id=196%3Aaffaire-perincek-communique-de-pierre-nora-president-de-liberte-pour-lhistoire [6] Aynı yerde. [7] Giulio Enea Vigevani, “Radici della costituzione e repressione della Shoah”, Rivista dell’Associazione Italiana dei Costituzionalisti, sayı 4, 2014, erişim tarihi 01.10.2016, https://www.rivistaaic.it/…/radici-della-costituzione-e-rep… [8] Hans Vest ve Manon Simon, “EGMR, Grand Chamber, Perinçek v. Switzerland(Perinçek II), Urteil vom 15. Oktober 2015” – Application no. 27510/08, s. 535-544,
Publikation Aktuelle Juristische Praxis, Herausgeber Arnold F. Rusch, ISSN 1660-3362, Verlag Dike Verlag AG.
[9] Prof. Regina Kiener, Staatsrecht II Kommunikationsgrundrechte Grundlagen und gemeinsame Grundsätze